top of page
Yazarın fotoğrafıburak can kaymaz

BOŞANMA DAVASI - KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME



boşanan eşler

Bu yazımızda boşanma davası açmak için sebeplerden biri olan Türk Medeni Kanunu m. 163 kısaca incelenecektir. Daha detaylı bilgiler için Elazığ'da bulunan avukatlık ofisimizde bizleri ziyaret edebilirsiniz.

Türk Medeni Kanunu 163. madde "Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme" nedeniyle boşanma sebebini düzenlemiştir.

Türk Medeni Kanunu m. 163:

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.


KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ İŞLEME NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Türk Medeni Kanununun 163. maddesine göre eşlerden birinin boşanma davası açabilme sebeplerinden biri diğer eşin küçük düşürücü bir suç işlemesidir. Peki küçük düşürücü bir suç nedir? Türk Medeni Kanunu küçük düşürücü bir suçun ne olduğunu tanımlamamıştır. Yani burada kanun koyucu tarafından kural içi bir boşluk bırakılarak bu maddenin içinin hakim tarafından doldurulması istenmiştir. Böylece her somut olayın özelliğine göre hakim bu durumu takdir ederek daha adaletli ve toplumun içine sinen bir karar verebilecektir.


Küçük Düşürücü Suç Nedir?

Öncelikle suçun ne olduğunu incelemek gerekmektedir. Suç; toplum tarafından tasvip edilmeyen birtakım fiillerin kanun tarafından düzenlenip yaptırıma bağlanmasıdır. Yani bir fiilin suç olarak tanımlanması için mutlak suretle kanunla düzenlenmiş olmalıdır. Buna suçta (ve cezada) kanunilik ilkesi denilmektedir. Peki her suç küçük düşürücü olarak tanımlanabilir mi? Elbette hayır, nitekim kanun koyucu özellikle suçun küçük düşürücü olması gerektiğini ifade ettiğinden bazı suçların küçük düşürücü, bazı suçların ise küçük düşürücü olmayan suç olarak kategorilere ayrıldığı anlaşılmaktadır. Küçük düşürücü suçların ne olabileceğine ilişkin olarak anayasamızın milletvekilliği seçilme yeterliliği başlığını taşıyan 76. maddesinin ikinci fıkrasını incelemekte yarar vardır. Bu fıkrada belirtilen suçların, bu konuya ışık tuttuğu ifade edilmektedir. Sözü geçen hükümde; zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi suçlar, yüz kızartıcı suçlar olarak zikredilmektedir. Bu suçların TMK m. 163 anlamında boşanma davası açılmasına yol açan küçük düşürücü suçlar arasında da olduğu öğretide kabul edilmektedir. Nitekim yargı kararları da bu yöndedir. Anayasa m. 76/2 hükmünde belirtilen suçlar, sınırlı sayıda değildir. Bu nedenle Anayasa’nın m. 76/2 hükmünde belirtilenler dışındaki bazı suçlar da gerekli şartların varlığı halinde TMK m. 163 anlamında küçük düşürücü suç olarak kabul edilebilir. Hükümde geçen, gibi ifadesi de bu olguya işaret eder niteliktedir. Bu bağlamda kasten adam öldürme, cinsel saldırı, cinsel taciz, adam öldürmeye teşebbüs etmek, uyuşturucu ticareti yapmak ve gasp gibi suçlar da küçük düşürücü suç olarak kabul edilmelidir. Netice itibariyle cinsel taciz, cinsel saldırı, teşhircilik gibi başkalarının namusuna yönelen suçlar ile hırsızlık, evrakta sahtecilik, dolandırıcılık gibi bazı fiillerle başkalarının malvarlığına yönelen birtakım suçlar küçük düşürücü nitelik taşımaktadır.

Yine de bir suçun küçük düşürücü bir suç olup olmadığına ilişkin olarak somut olayın özelliğine bakmakta yarar vardır çünkü kanun koyucu yukarıda suçların kesin olarak küçük düşürücü olduğunu düşünseydi kanunda örnekleme yoluyla sayma yoluna gidebilirdi. Fakat bu yol kanun koyucu tarafından seçilmiş değildir. Bundan dolayı bir suçun küçük düşürücü nitelik taşıyıp taşımadığı, hâkim tarafından toplumda egemen olan ahlak anlayışı ile failin toplum nezdinde düşeceği güç durum dikkate alınmak suretiyle belirlenmelidir. Ayrıca eşlerden birinin toplumda egemen olan bakış açısına göre ahlak dışı olarak görülen bir suçu işlemesi, diğer eşin de toplumsal kınama ve dışlamayla karşılaşmasına veya toplum içerisine çıkamamasına neden oluyorsa, küçük düşürücü suçun varlığından bahsedilebilir. Kısaca bireyin, toplum içerisindeki konumunu sarsan ve ahlaki bakımdan kınanmasına yol açan suçların küçük düşürücü nitelik taşıdığı söylenebilir. Örneğin Elazığ'da yaşayan Ayşe eşi Ali'den hırsızlık yaptığı için boşanmak istediğinden bu maddeye dayanarak boşanma davası açabilir. Bununla birlikte her somut olaya göre hakim takdir hakkını kullanacağından Elazığ'da boşanma davasıyla ilgilenen avukatlardan görüş almakta fayda vardır.


Küçük düşürücü suç işlenmesinin TMK m. 163 hükmüne dayalı olarak boşanma davası açılmasını sağlaması için bu suçun kasten işlenmiş olması gerekli ve yeterlidir. Dolayısıyla taksirle işlenen, meşru savunma gibi hukuka uygunluk nedenlerinin bulunduğu ya da ilke olarak haksız tahrik, cebir, tehdit gibi kusurluluğu ortadan kaldıran hallerde işlenen suçlar bakımından failin küçük düştüğünden söz edilemeyeceği için TMK m. 163 temelinde boşanma da söz konusu olmaz.


Bir eşin küçük düşürücü suç işlenmesi nedeniyle boşanma davası açabilmesi için suçu işleyen eşin bu suçu evlilik birliğinden sonra işlemesi gerekmektedir. Yani evlilik birliğinden önce işlenmiş bir suç nedeniyle daha sonra öğrenildiği gerekçesiyle TMK m. 163'e dayanarak dava açılamaz.


HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Türk Medeni Kanunu 163. maddesine göre bir diğer boşanma sebebi ise haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davasıdır.


HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDİR?

Güncel Türkçe sözlüğe göre haysiyet "saygı" ve "öz saygı" anlamına gelmektedir. Saygı kelimesi ise güncel Türkçe sözlüğe göre " Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu; hürmet, ihtiram " ve " Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu" olarak tanımlanmaktadır. Güncel Türkçe sözlükten hareketle ve yerleşik Yargıtay kararlarından hareketle genel olarak haysiyetsiz hayat sürme deyiminden, toplumun değerleri ile ahlak, şeref ve namus anlayışına aykırı yaşam tarzının benimsenmesi, toplum tarafından saygı duyulacak bir hayat sürülmemesi anlaşılmalıdır.

Kanun koyucunun madde metninde belirttiği üzere haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için haysiyetsiz tutumun hayat sürme haline gelmesi yani bir yaşam biçimi haline gelmesi ve devamlılık arz edecek şekilde sürdürülmesi gerekmektedir.

Haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı boşanma davası açılabilmesi için böyle bir hayat tarzının evliliğin devamı sırasında devam etmesi gereklidir.


HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLECEK DAVRANIŞLAR NELER OLABİLİR?

Kanun koyucu haysiyetsiz hayat sürmenin ne olduğunu Türk Medeni Kanununda tanımlamamıştır. Böylece bir davranışın haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilmesini hakimin takdir yetkisine bırakmıştır. Bundan dolayı hakim önüne gelen her somut olayda bir davranışın haysiyetsiz olup olmadığını değerlendirecek ayrıca bunun devamlılık arz edip etmediğine karar verecektir. Bununla birlikte eşlerden birinin üçüncü bir kimse(lerle) bir süre evlilik dışı ilişki yaşaması, eşcinsel ilişkiler, uyuşturucu madde ticareti yapmak, randevu evi işletmek, alkol ve kumar bağımlılığı, hayat kadını olarak çalışma, insan ticareti yapmak, teşhircilik yapmak ile ekonomik durumu iyi olmasına rağmen dilenmek haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebilecek olaylardır.

Haysiyetsiz olarak nitelendirilen davranışların kanuna uygun olup olmadığı ise önem arz etmez. Örneğin kanuna uygun olarak genelev işletmek, kumarhane çalıştırmak, pavyonda çalışmak gibi hallerde de haysiyetsiz hayat sürmeden bahsedilmesi mümkündür. Haysiyetsiz hayat sürmeye örnek olarak Elazığ'da yaşayan Ayşe'nin kocası her gün Elazığ'da bulunan gazinolarda geceleyip aşırı derecede alkol almaktadır. Öyle ki Ali alkol aldıktan sonra ara ara evini bulamadığından sokak ortalarında ve parklarda uyuyakalmaktadır. Bütün kazandığı parayı alkole vermektedir. Bu haliyle Elazığlı Ayşe TMK m. 163 gereği boşanma davası açabilir. ( Bununla birlikte her somut olaya göre hakim takdir hakkını kullanacağından Elazığ'da boşanma avukatlardan görüş almakta fayda vardır. )


KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLMESİ İÇİN BAŞKACA GEREKEN ŞARTLAR

Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için her iki olaydan birinin gerçekleşmesi yetmemektedir. Kanun koyucu ayrıca her iki olay için de bu olayların diğer eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirmesini şart koşmaktadır. Yani eş bu sebeplere dayalı boşanma davası açtığında yaşanan küçük düşürücü suçu yahut haysiyetsiz hayat sürmeyi kanıtlaması yeterli olmayıp ayrıca bu olayların evlilik birliğini çekilmez hal getirdiğini de kanıtlaması gerekmektedir.


Bu konuda ve boşanma davalarıyla ilgili merak ettiğiniz diğer konularda Elazığ'da bulunan avukatlık ofisimizde bizleri ziyaret edebilirsiniz.


Avukat Burak Can KAYMAZ

Elazığ Barosu




1 görüntüleme0 yorum

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page