Cinsel Taciz Suçu Nedir? (TCK m. 105)
Cinsel taciz suçu, cinsel arzuları tatmin etmek amacıyla bir kimsenin başka bir kimseyi ona dokunmadan rahatsız etmesidir. Genellikle “ laf atma, sözlü taciz vb. bazı jest ve mimikler ” kullanılarak ortaya çıkan davranış biçimleri de bu suçun ortaya çıkmasına olanak sağlar. Cinsel taciz suçu serbest hareketli suçlar arasındadır. Bundan dolayı sosyal medya mecralarında ve benzeri uygulamalarda da işlenebilmektedir.
Cinsel taciz suçu Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında verilmektedir. Fail ile mağdur arasında herhangi bir temas bulunmadan sözlü veya sosyal mecralar yoluyla oluşan suçlardır. Eğer fail ile mağdur arasında ani ve geçici şekilde oluşan bedensel bir hareket söz konusu ise bu Cinsel Taciz Suçunu değil Cinsel Saldırı Suçunu oluşturur. Bedensel temas Cinsel Saldırı ve Cinsel Taciz Suçu arasındaki farkı oluşturan bir olgudur. Örneğin yoldan geçen bir kadına “ Yavrum dünyada ne işin var cennet tadilatta mı? “ gibi sözler sarf etmek Cinsel Taciz Suçunu oluşturmaktadır. Fakat herhangi bir şekilde bedensel bir müdahale olursa Cinsel Saldırı Suçunu oluşturmaktadır.
Cinsel Saldırı Suçu Nedir? (TCK m.102)
Cinsel saldırı suçu, cinsel arzuları tatmin etmek amacıyla bir kimsenin başka bir kimseye vücut dokunulmazlığını ihlal ederek bedenine dokunmak suretiyle fiziksel temasta bulunma olgusudur. Failin mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal etme derecesine göre ikiye ayrılır:
1) Basit Cinsel Saldırı Suçu (102\1) : Basit cinsel saldırı suçu failin mağdurun bedenine cinsel ilişki boyutuna çıkmayacak şekilde temasta bulunmasıdır. Basit cinsel saldırı suçunun en hafif şekline “Sarkıntılık suçu” denilmektedir. TCK m. 102 (1) ikinci cümlesinde belirtildiği üzere cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Örneğin rızası dışında bir kimsenin cinsel organlarına dokunmak, öpmek vb. fiilleri gerçekleştirmek sarkıntılık düzeyinde basit cinsel saldırı suçunu oluşturur. Fakat fiillerin yoğunluk derecesinin artması durumunda basit cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyini aşan daha ağır şekli meydana gelir.(TCK m.102/1 birinci cümle)
2) Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu (Tecavüz Suçu), (TCK 102/2): “Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.” Maddenin ikinci fıkrasında, cinsel saldırının vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, bu suçun nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır. Suçun bu nitelikli hâli için, vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin ithal edilmesi gerekir. Bu bakımdan vücuda penis ithal edilebileceği gibi, vajinal veya anal yoldan farklı maddelerden yapılmış sair bir cisim de ithal edilebilir. Bu bakımdan, söz konusu suçun temel şeklinin aksine, bu fıkrada tanımlanan nitelikli hâlinin oluşabilmesi için, gerçekleştirilen davranışın cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olması şart değildir. Cinsel saldırının bu nitelikli hali eşlere karşı da işlenebilmektedir. Fakat soruşturma ve kovuşturma olabilmesi için mağdur eşin şikâyetinin gerçekleşmesi gerekir,
Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinin 3. fıkrasında daha ağır ceza gerektiren haller düzenlenmiştir;
· “Beden veya ruh durumundan kendisini savunamayacak kişiye,
· Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle,
· Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan kişiye karşı,
· Üvey ana, üvey baba, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından işlenmesi,
· Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,
· İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlendiği vakit faile verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.”
CİNSEL TACİZ VE CİNSEL SALSIRI SUÇLARIYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
A) CİNSEL TACİZ:
“Sanığa iftira atması için ciddi bir sebebi bulunmayan mağdurenin
aşamalarda değişmeyen beyanları ve sanığa ilişkin telefondan
mağdurenin telefonunun birden fazla arandığının belirli olması ve
gönderildiği tespit edilen mesajın içeriği karşısında, sanığın sarkıntılık
(cinsel taciz) eylemi sabit olup, 5237 S. Kanun hükümlerinde
değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı
biçimde hüküm kurulması,” (5. Ceza Dairesi, Esas: 2004/789, Karar:
2005/22184, Tarih: 16.11.2005)32.
“Sanığın mağdurelere müteaddit defalar söz attığı, eylemlerinin
sırnaşıkça bir hal aldığı dosya içeriği ile sübuta ermiş ve mahkemece de
oluş bu şekilde kabul edilmiş olduğu halde fiilin sarkıntılık suçunu teşkil
ettiği gözetilmeden yazılı şekilde söz atma suçundan ceza verilmesi,
(5.CD. 22.1.2004–1499–725)”.
“Sanığın oluşa uygun olarak işlediği kabul edilen “yönetimindeki
araç ile okul sorma bahanesiyle mağdureye yaklaşıp hiçbir bedensel
temasta bulunmaksızın cinsel organını çıkarıp oynayarak göstermekten”
ibaret eyleminin TCK’nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz
suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek
yazılı biçimde basit cinsel istismardan mahkumiyetine karar verilmesi, (5.
CD.4.6.200-3731-4315)”.
B) CİNSEL SALDIRI:
“Sanığın olay günü Pazar yerinde alışveriş yapmakta olan müşteki
YÜ’nün yanına yaklaşarak eli ile kalçasına vurmak suretiyle sarkıntılıkta
bulunduğuna dair iddia karşısında eylemin cinsel saldırı niteliğinde
olduğu görülmekle delillerin araştırılması ve tartışılması görevinin üst
dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik
kararı verilmesi yerine duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm
kurulması” (E: 2006/12695; K: 2006/10752, 28.12.2006).
“Olay tarihinde, sanık mağdur ile alışveriş mağazasında karşılaşmış ve mağdura ”Gel sana bir şeyler söyleyeceğim” diyerek mağaza dışına çıkarmıştır. Mağdur ile sanık caddeye kadar birlikte yürümüş, bir apartmana mağdurun kolundan çekiştirerek sokmaya çalışmıştır. Ancak mağdur, sanığın bu eylemine direnmiş, bunun üzerine sanık vazgeçmiş ve mağdurun kalçasına çalışmıştır. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından cinsel taciz, basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılanmıştır. Sanık hakkında kurulan hükme karşılık bozma talepli temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın mağdurun izin vermemesi ve sanığın eylemine son vermesi mahkeme tarafından sanığın gönüllü vazgeçtiği gözetilerek hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ancak dosya bütününde sanığın eyleminin sarkıntılığa teşebbüs suçu olduğu gözetilmiştir. Bunun yanında sanığın olay gününde mağdura mağaza önünde el sallaması eylemi cinsel taciz suçunu oluşturduğuna dair hüküm kurulmuştur, fakat suçun gerekçesi açıklanmamıştır. Tüm bu gerekçeler ile mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir.”(Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8942 Esas, 2019/8556 Karar)
“Mağdur ile tanık, olay tarihinden iki gün önce şehir değiştirmiş, İstanbul’dan Bursa’ya gelmişlerdir. Olay tarihinden iki gün önce sanıkların çalıştığı gazinoda mağdur ile tanık işe başlamıştır. Olay günü, sanıklar, mağdur ve tanık, gazino geç saatte kapanmış ve sabah beraat kararı verilen sanığın evine gitmişlerdir. Mağdur ile tanık sanıklarla birlikte alkol aldığı sırada, sanıklardan birisi alkolün etkisi ile mağduru başka bir odaya götürmüştür. Sanık, mağduru götürdüğü odada rızası olmadan nitelikli cinsel saldırıda bulunmuştur. Tanık, mağdurun götürüldüğü odaya gitmek istemiş, diğer sanık tarafından bu duruma engel olunmuştur. Sanık, tanığın gitmesine engel olarak suçun icrasını kolaylaştırmış ve eylemine yardım ederek suça iştirak etmiştir. Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş, kurulan hüküm hakkında temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde, mağdur ile tanığın yargılama aşamasındaki beyanlarındaki tutarlılık ve olayın şekli nedeniyle iştirakte bulunan sanık ile birlikte diğer sanıklar hakkında verilen beraat kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu kararın mahkumiyet olması gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.” (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8536 Esas, 2019/8250 Karar)
CİNSEL İSTİSMAR SUÇU NEDİR? (TCK m. 103)
TCK Madde 103: Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçu oluşturan bazı fiiller şöyledir;
On beş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
On beş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
On beş yaşını tamamlamış, algılama yeteneği gelişmiş, fakat on sekiz yaşını tamamlamamış çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış.
REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ
TCK 104: Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
CİNSEL İSTİSMAR İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
“Olay günü yolda yürümekte olan katılanın yanına aracı ile yaklaşan sanığın "çok güzelsin, gel istediğin yere bırakalım" diyerek suç tarihi itibari ile 15-18 yaş grubu içinde bulunan katılana yönelik taciz eylemlerinde bulunup eylemlerini sürdürüp, çantasından tutarak devamında onu araç içine çekmeye çalıştığı, katılanın bu istem dışı davranışa karşı koyması üzerine sanık ..... tokat atarak olay yerinden ayrılması şeklinde gelişen eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK'nın 103/1-b maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gözetilmeden hüküm kurulması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” Karar: 2016 / 3091
“ Sanığın suç tarihinde 17 yaş içerisinde bulunan mağdurenin göğsünü ellemek ve yanağından öpmek şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin kanun maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde 18 yaşından büyükler için uygulanması mümkün olan kanun maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” Karar: 2014 / 12004
Hukuk Öğrencisi Talha Can TÜRK
Comments